Sunday, March 23, 2008

Merhaba sevgili üyelerimiz, degerli dostlar,

15 Mart 2008 tarihi itibari ile, 1. Olagan Genel Kurulumuzu icra etmis bulunuyoruz. Süphesiz iki yil cok cabuk gecti. Yeni dernek olmamiz nedeni ile, yaklasik 1 senemiz üye tabanimizi tanimak, yönetim ve genel idare kurulumuzu olusturmak, ofisimizi bulmak ve düzene koymakla gecti.
Gönüllülük esasina göre calisan bir sivil toplum örgütünün oturmasi, verimli hale gelmesi, insan ve finans kaynaklarini harekete gecirmesi süphesiz özveri isteyen, zaman ve imkan isteyen, kolay olmayan islerdir. Hele bir de etrafinizda, kendinden baskasini begenmeyen, iyi kötü demeden herseyi elestirmeyi marifet sayan, yaptigi zerre kadar iyiligi, aylarca konusa konusa kabak tadi veren, kronik muhalifler varsa, isleriniz dahada zor demektir.

Gectigimiz dönem, UETD olarak `gök kubbede hos bir seda` biraktigimiza inaniyoruz. Her ne kadar bu kisa zamanda halka inememis olsak bile, dernekler ve resmi makamlar nezdinde UETD olarak olumlu bir imaj biraktik. UETD`nin de bölgede var oldugunu, varligimizla kimseye rakip olmadigimizi, aksine varligimizin onlara destek oldugunu anlamalarini sagladik.

Gönüllü dernekler, gönüllü kahramanlarla ayakta durular ve yürürler. Burada özellikle bazi gönüllü kahramanimizin ismini zikretmeden gecemiyecegim. Mustafa Kokoc ; nefesimizin tükendigi yerlerde hep imadimiza yetisti, elini cebine atti, zor anlarimizda hep yanimizda idi...
Oguzhan Cabak; fedakar avukatimiz, iki yildir hic bikmadan, usanmadan, hicbir karsilik beklemeden ofismizde her hafta, vatandaslarimiza danismanlik yapti...Sükriye Topallaz; Teskilatimizin disariya acilan penceresi . Bütün resmi ziyaret randevularini düzenledi, ziyaretleri bizzat organize etti, dis iliskilerimizi düzenledi...
Sevil Kortunay: Dernegin fedakar ve caliskan ablasi, bayanlari örgütleme adina, hic bikmadan her hafta 80 km gitti geldi, yaktigi benzine, harcadigi zamana karsilik, tek kurus beklemeden... Mecid ve Münir abilerimiz: Onlar dernegimizin ak sacli bilgeleri, dengeyi sagladilar, nasihat verdiler, darginlari baristirdilar, yol gösterdiler, zaman zaman da lojistik destek sagladilar...Akif Arslan ve Dr. Ali Söylemezoglu: Cok sinirli zamanlarina ragmen, imkan buldukca desteklerini esirgemeyen, yönetim kurulumuza mensubiyetlerinden gurur duydugumuz iki Istanbul Beyefendisi...Hepsine yürekten tesekkür ediyorum...

Tekrar Genel Kurula dönecek olursak, UETD adina yarasir sekilde, seffaf ,demokratik ve olgun bir Genel Kurul gerceklestirdi. Umariz diger derneklere de örnek olur. Genel Kurulun en iyi sekilde gecmesi icin bütün arkadaslarimiz canla basla calistilar. Mevcut Yönetim ev sahipliginde kusur etmedi. Bu baglamda emegi gecen bütün arkadaslara ve özellikle de Cihan Pehlivan ve Fatih Akgün kardeslerime kalbi tesekkürlerimi sunarim.

Ayrica Genel Merkezimizin, Genel Kurulumuza en üst düzeyde ilgi göstermesi bizi ziyadesi ile sevindirdi ve onurlandirdi. Genel Baskanimiz Sayin Süleyman Beyin toplantimiza katilmasi ve üyelerimize hitap etmesi, idarecilerimizi ve üyelerimizi motive etmistir. Kendileri sahsinda Genel Merkezimize tesekkür ediyoruz.

Sorumluluk bilinciyle uzak, yakin demeden, hafta sonlarindan fedakarlik yaparak, Genel Kurulumaza katilmak sureti ile katki saglayan Üyelerimize de en yürekten sevgi ve tesekkürlerimizi iletiyoruz.

Bize verdiginiz yetki ile, önümüzdeki iki yil, gectigimiz iki yildan daha verimli, daha bereketli, daha kalici hizmetler üretmeyi saglam bir inancla taahhüt ediyor, saygilar, sevgiler sunuyoruz.

Bizi izlemeye devam edin...

Friday, October 26, 2007

Merhaba Degerli Dostlar,

Uzun zamandan beridir yazmiyordum, memleketimizdeki terör olaylari hepimizin yüregini yakti. Sözlerin aciz kaldigi bu durumda iki kelamda olsa duygularimi ve düsüncelerimi sizlerle paylasmak istedim.

Evet neredeyse tam ceyrek yüzyil olmus terörün Türkiyemizde hortlamasi. Uzun bir zaman dilimi. Anadolu gibi bir toprak parcasinda yasamak, Anadoluya sahip olmak kolay degildir. Anadolu yüzyillardan beri bir cazibe merkezi olmus, Anadolu zor bir cografya, Anadolunun sahibi olmak zordur.Bir Ingiliz genaralinin `Türkiye Türklere birakilmayacak kadar önemlidir.`dedigini animsadim. Görüyorsunuz bizi rahat birakmiyorlar. Birakmayacaklar. Anadolu zayifligi affetmez. Anadolu güclü olmayi gerektirir. Bu topraklarda güclü olursan var olursun. Aksi taktirde defterinizi dürerler.

Bu baglamda, Lazi, Kürdü, Türkü, Cerkezi yani anadolunun sahibi olan bizler, `Ya sev, ya terket` gibi bir lüksümüz yoktur. `En iyi Kürt ölü Kürttür`gibi sakayi kaldirmaz bu cografya. Ya birlikte variz, ya da yokuz. Dikkatinizi cekerim, ANADOLU`dan bahsediyorum. TÜRKIYE`den bahsediyorum. MALAZGIRT`ten bahsediyorum. OSMANLI`dan bahsediyorum.CANAKKALE` den bahsediyorum. Bu cizgide birlik vardir, beraberlik vardir, kardeslik vardir, akrabalik vardir, fedakarlik vardir, vefakarlik vardir, bu cizgide iman vardir. Tam 1000 yildir cizgimiz budur dostlar... Anadolu gibi zor bir cografyada bugün dimdik ayakta isek, bu cizgiye borcluyuz.

Birlikte Yemene gittik, Yemenin sicaginda kavrulduk, Sarikamisa gittik Allahuekber daglarinda donduk, nice cölleri gectik, nice denizleri astik... Simdi derede mi bogulacagiz ? Eger bogulacagimizi sananlar varsa cok büyük yanilgi icinde olduklarini anlayacaklar. Bu milletin zor zamanda nelere kadir oldugunu tarih kitaplari yazar, merak edenler acip okusunlar. Kimse birilerinin taseronu olup, Kürdün hakkini aramak bahanesi ile `özgürlük savasciligi`oynamasin.
Kürt bizimdir, Laz bizimdir, Cerkez bizimdir, Türk bizimdir. Biz ANADOLUYUZ . Eger verilmesi gereken bir hak varsa, onu yine biz veririz. `Hak` ve `Insanlik`kavramini bize ögretmeye kalkanlar, kendi kanli tarihleriyle neden yüzlesme geregi duymazlar...

Imparatorluk geleneginden gelen bizler, malesef bu gelenege ve tecrübeye yakisir, bir hal ve tutum icinde degiliz. Kriz ve felaketler karsisinda daha sogukkanli, daha agir basli, cözüm endeksli, belirleyici ve yönlendirici tavir ve durus sergilememiz gerekirken, basta medyamiz olmak üzere paranoya derecesinde tepkiler vermektedirler. Bir insana 40 defa deli dersen deli olurmus. Bir bölünme, parcalanma paranoyasidir aldi basini gidiyor. Tamam sorunlari ciddiye almaliyiz ama lütfen komik olmayin... Kandil dagindakileri ve dünyayi kendimize güldürmeyelim.


Selam ve saygilarimla.

Sunday, January 21, 2007

Merhaba Dostlar,

Bir serseri kursunu ile iki gün önce bir Ermeni vatandasimiz öldü. Cok üzüldük. Birincisi öldürülen bir can idi, ikincisi iyi bir insan idi, ücüncüsü Osmanli`nin emaneti idi. Türkiye`mizin uluslararasi imajinin da yerle bir edilmesi isin baska aci bir yönü...

Evet ben Türk-Ermenilerine Osmanli`nin emaneti gözüyle bakiyorum. Bosuna ecdadimiz "Milleti Sadika" dememis Ermenilere. Osmanlinin yurt disindaki elciliklerinden tutun, musikisine, mimarisine kadar, onlarin emegini görmemek ne mümkün. Gecen Serdar Turgut`un Aksamdaki makalesinin basligi cok manidardi.
"Bizi Rahat Birakmayacaklar" diyordu. Sagci- solcu denediler tutmadi, alevi-sünni denediler tutmadi, kürt-türk denediler tutmadi, simdi de sahneye "Ermeni Soykirimi" teranelerini sürdüler, ardindan da bir kurban sectiler. Bu kurban Hrant Dink oldu. Dogudan batiya bütün Türkiye ayaga kalkti, emanetine sahip cikti ve büyüklügünü bir kez daha gösterdi. Bu oyunda tutmadi ve tutmayacak. Kimse Türkiye`ye "Milleti Sadikaya" nasil davranacagini, hümanizm edebiyati parcalamaya kalkmasin. Buna yeltenenler önce kendi yakin tarihlerine baksinlar...

Duisburg`da yasayan baba dostu Kastamonu`lu bir Ermeni amcayla sohbet ediyoruz yaklasik bundan 10 yil önce, yasiyorsa Allah saglik ve afiyet versin.Kendisine hitaben; "Bey amca, dogu`da sözkonusu hadiselerin oldugu zamanda ve daha sonralari, Kastamonu`da hayatinizda bir degisiklik oldu mu ? rahatsiz edildiniz mi, tehdit edildiniz mi ? " diye bir soru yönelttim. Cevabi aynen söyle oldu:
"Yegenim, kilimiza zarar gelmedi. Kimse cesaret edemez böyle bir seye...?
Sordum: "Nasil yani ?"
Cevap : "Yegenim, müslüman komsularimiz öyle bir seye müsade etmezler..."

Evet dostlar, cevap bu.
Yorum size ait.

Tekrar bütün Ermeni dostlarimizin basi sagolsun, yakinlarina Allah`tan sabirlar dileriz.

Sevgilerimle
Fazil Arslan

Sunday, December 10, 2006

Eveeet Sevgili Dostlar,

Bir hafta sonunu daha devirdik. Zaman ne cok cabuk geciyor degil mi, sadece haftayi degil koca yili devirecegiz.
Bu hafta calismalar güzeldi. Sosyal Istasyonumuz kendisini göstermeye basladi. Ibrahim Bey saolsun, mutfagi kurdu. Enver Bey hali ve PVC`yi dösettirdi . Cihan Bey boya islerini tamamladi derken yavas yavas acilis hazirliklarina basladik.
Is adamlarimiz, gönüllü dostlarimiz sagolsun, bizi yalniz birakmiyorlar. Umuyorum ki, geri kalan ihtiyaclarimizi da en kisa zamanda tamamlayacagiz.
Gectigimiz günlerde, Düsseldorf Baskonsolosumuz Hakan Olcay Beyin yaninda idik. Güler yüzü, sicak sohbeti ve vatandaslarimizin gündemine hakimiyeti ile bizi kendisine hayran birakti. Projelerimizi anlattik, dikkatle dinledi ve cok faydali önerilerde bulundu. Kendisine buradan bir kez daha tesekkür ediyoruz.
Dün Beykoz Belediyesi Baskani, Sayin Muharrem Ergül Bey, Sosyal Istasyonumuzu ziyaret ettiler. Bir nevi kücük capta bir acilis yapmis olduk. Olagan üstü bir insan, yorulmak nedir bilmiyor. Hic bitkin bir halini yakalamak mümkün degil. Bu performansini nereden aliyor bilmiyorum. Sürekli canli ve ilgili...
Ziyareti bize enerji ve ufuk verdi. Hele mesai arkadasi Resul Abi varki, ben kendisine abi diyecegim. Cünkü tam bir sayginlik abidesi. Biri Sultan Fatih, öbürü Aksemseddin... Bilmiyorum fazla söze gerek var mi ?
Bu arada tabiki, Beykoz Belediyesi Dis Iliskiler Danismani Fazli Dogan Beyi de anmadan gecmemek gerekiyor.
Mülheim ve Beykoz`un kardes sehir projesinin bas mimarlarindan. Tek basina bir teskilat gibi adam. Her iki belediye de Fazli Beyin gözünün icine bakiyor. O olmadan yaprak kipirdamiyor . Kisacasi bu projede bütün yollar Romaya degil, Fazli beye cikiyor... kendisini tebrik ediyoruz.

Evet bu haftalik bu kadar diyelim. Biz sizi her sali Ocak Basinda bekliyoruz...
Saglikli ve mutlu kalin.


Saturday, November 11, 2006

Merhaba Sevgili Dostlar,

Umarim hepiniz iyisinizdir. Sizlerle irtibatta kalmak icin olabildigince cok nedenler olusturmaya calisiyoruz. Haftalik Ocak Basi bulusmalarimiz bunlardan birisi. Unutmayin her hafta sali günü Stadtmitte' ye ugramak icin bir nedeniniz var :)

Havalar sogudu, sehir merkezinde Weinachtsmarkt kuruluyor su siralarda. Bir cok insanimizdan duymusumdur; soguk havada, karanlikta, isil isil ampüllerin aydinlik hüzmeler sactigi, cevreden pamuk sekeri, elma sekeri, kizarmis badem, crepes, glühwein, waffel kokularinin burnumuza dogru süzüldügü, civil civil insanlarin kah volta attigi kah bir masa etrafinda koyu sohbete daldigi, karusellerden yükselen cocuk civiltilari vs. insanlari alip, masal alemine benzer bir aleme götürüyor. Müslüman da olsa, Hiristiyan da olsa bu fark etmiyor. Türkiyemiz' deki Ramazan etkinliklerini hatirlatiyor bize. Dostlarimiza tavsiye ederim, bir aksam gelip gezsinler, tabiki saliya denk getirirseniz birlikte kahve de icebiliriz :)

Bu ayin basi itibari ile, düzenli olarak olagan Yönetim Kurulu ve Komisyon Yöneticileri toplantilarimiza start verdik. Simdiki ilk hedefimiz, yürürlükte olan, Marxloh Sosyal Istasyon projemizi hayata gecirmek. Acele etmiyoruz, herhangi bir iddiamiz yok. Kimseye birsey ispatlama gibi bir derdimiz de yok. Ama bir misyonumuz var, plan ve programimiz var, prensiplerimiz ve kriterlerimiz var. Hepsinden önemlisi bu misyona inanmis bir ekibimiz var.
Misyon nedir diye soran okuyucularimiz olabilir. Sadece iki kelime: "Mutlu Insan"

Saglikli ve MUTLU kalin.
Saygilarimla

Monday, October 30, 2006




Sevgili Dostlar,

Bir Ramazani daha geride biraktik, coluk cocuk bayramimizi kutladik. Tabiki memleketimizin bayramlari daha bir baska oluyor. Ama mevcut imkanlardan en iyisini ortaya cikartmak becerisi bize kalmis. Almanya sartlarinda en güzel bayramlari yasamanin dizaynini yapmak bizlere düsüyor. Bu mümkün müdür ? Elbetteki mümkündür. Fakat ben bu konuya girmeyecegim. Aslinda basli basina bir workshop konusu.
Hemen ardindan Türkiye Cumhuriyetimizin 83. Kurulus Yildönümünü idrak ettik. Aslinda Duisburg ve cevresindeki bütün Türk derneklerinin katilimi ile bir kutlama gerceklesse ne güzel olur. Bunu bir tarafa not ettim. Bir dahaki bayramlar icin konuyu gündeme getirecegim.


Yönetim Kurulu ve Komisyon Yöneticileri toplantilarimiza start verdik. Bundan böyle Yönetim Kurulu Toplantilarimiz her ayin ilk Cumasi, Komisyon Yöneticileri Toplantilarimiz ise, her ayin 2. cumasi gerceklestirilecek. Üyelerimiz bu toplantilarimiza dinleyici olarak katilabilirler. Bundan sevinc ve onur duyariz.

Ayrica kurulusumuzdan bu yana hic aksatmadan devam ettirdigimiz haftalik kahve toplantilarimiz veya bir baska deyisle Ocak Basi toplantilarimiza Ramazan dolayisi ile ara vermistik. Bu hafta sali itibari ile tekrar basliyoruz. Bekleriz.

Simdilik bu kadarla yetinelim. Saygi ve sevgilerimizle.
Saglikli ve hep güleryüzlü kalin.

Blog Archive